“DEZENFORMASYONLA MÜCADELE” YASASI
BİZE NELER ANLATIYOR

Dezenformasyonla-mucadele-yasasi

Hızla gelişen teknoloji ile birlikte geçen son on yıl internetin ve bunun bir getirisi olarak başta Twitter, Instagram , Facebook, Youtube gibi sosyal medya platformlarının da bizler tarafından yaygın olarak kullanılmaya başlandığı bir çağın kapılarını açtı. Gelişen bu sürecin bizlere pek çok getirisi olduğu gibi bizlerden aldığı şeylerin olduğu da pek tabi aşikar durumda. “Bilgi” denen kavramın çok hızlı bir şekilde yayılarak pek çok insana ulaşabildiği ve bu durumun bir sonucu olarak “bilgi kirliliği” kavramının da hayatımızın merkezine yerleştiği zamanlardan geçiyoruz. Verilerimizin güvenliğinden hiç olmadığı kadar endişe duyuyor; verilerimizin ne şekilde, kimler tarafından , ne kadar süre ile depolandığı hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz. Tüm bu sorular ve gerekliliklerin bir sonucu olarak hem bizim ülkemizdeki hukuk sistemi hem de dünyadaki hukuk sistemleri yeni düzenlemeler ve yeni yasalar ile şekilleniyor.

Dezenformasyon, kelime anlamı olarak “bilgiyi çarpıtma, yanlış bir şekilde yönlendirmeyi amaçlayan asılsız bilgiler” şeklinde tanımlanıyor. Dezenformasyon’ un en sık karşımıza çıktığı mecralar ise biraz önce yukarıda bahsettiğimiz Twitter, Instagram, Facebook, Youtube gibi sosyal medya platformları. Bu ve bunlar gibi platformlar üzerinden teyit edilmemiş, kaynağı bilinmeyen bilgilerin hızla yayılması, bot hesaplar üzerinden asılsız bilgi paylaşımlarının yapılarak toplumun manipüle edilmesi internet kullanımı üzerinden gerçekleştirilen dezenformasyon örneklerinden. Dünya’ya bu anlamda bakacak olursak, 2016 ABD Başkanlık Seçimleri sürecinde, sosyal ağlarda kitlelerin yanlış bilgilerle ve verilerinin çalınması suretiyle manipüle edilmesi internetin demokrasilere doğrudan etkisinin somut örneklerinden olmuştur. (Film önerisi The Great Hack)

Tüm bu örneklerin bir sonucu olarak Türkiye’ de de bir süredir üzerinde çalışılan ve tartışılan “Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlığı altındaki yasa tasarısı Meclis ‘ e taşındı. Söz konusu yasa bu teknolojik çağın bizden aldıklarını mı koruyor, bizlere ya da internet habercilerine hangi hakları tanıyor ve hangi yaptırımlarla geliyor inceleyeceğiz. Kırk maddeden oluşan yasa tasarısı sosyal medya platformları, internet gazetecileri ve sosyal medya kullanıcılarını ilgilendiren önemli değişiklikler içeriyor.

Kamu Barışına Karşı Suç olarak düzenlenen ve Türk Ceza Kanunu’ na m.217/A olarak eklenmesi istenilen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu :

“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli bir şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. “
hükmünü içeriyor.

En çok tartışılan konulardan biri ise “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu” nun madde metninde ve gerekçesinde yanıltıcı veya gerçeğe aykırı bilginin ne olduğunun, halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikinin belirtilmemiş olmasının “hukuki belirlilik ilkesine” aykırı olması ve bu durumun ifade özgürlüğü bağlamında yaratabileceği toplumsal sorunlar. Bu madde ile ilgili bir diğer önemli husus ise “yanıltıcı veya gerçeğe aykırı bilgiyi” RT ‘leyen ya da beğenenlerin de bu suçun faili olabileceği hususu.

Suçun failinde ise “özel kast, gerçeğe aykırı bilgide özel nitelik ve eylemde elverişlilik” kriterleri arandığı belirtiliyor. Failin gerçek kimliğini gizlediği ve/veya suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştiği durumlarda cezanın yarı oranında artacağı da belirtiliyor.

İNTERNET HABER SİTELERİ VE ÇALIŞANLARI AÇISINDAN

Tasarı ile birlikte internet haber siteleri Basın Kanunu’nun Cezai ve Hukuki Sorumluluklar kapsamına tabi olacaklar ve anasayfaları üzerinde iletişim ve adres bilgilerini açıkça belirtmek durumunda olacaklar. İnternet haber sitelerinde çalışanlar ise basın mensubu sayılacaklar ve basın kartı başvurularını İletişim Başkanlığına yapacaklar. Basın kartı komisyonu tarafından başvuru da bulunanların halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçu da dahil olmak üzere Kamu Barışına Karşı Suçlara ilişkin Adli Sicil kaydının olmaması gerekiyor.

SOSYAL AĞ SAĞLAYICILAR AÇISINDAN

Yeni yasayla beraber Sosyal Ağ Sağlayıcılara Türkiye ofisi açma ve Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde bu kişinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması da gerekecek. Türkiye’de günlük erişimi bir milyondan fazla olan Sosyal Ağ Sağlayıcılarının temsilcileri artık Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşları olmak zorunda. Erişim 10 milyondan fazlaysa temsilci, teknik, idari, hukuki ve mali anlamda tam yetkili kişi haline geliyor. Sosyal Ağ Sağlayıcılarına gelen bir diğer yükümlülük ise; BTK ‘nın istediği reklam politikaları, veri işleme mekanizmaları gibi bilgileri kuruma iletmeleri gerekiyor. BTK Başkanı tarafından alınan erişim engeli ya da içerik kaldırma kararına uygun davranılmazsa öngörülen yaptırım ise Türkiye’de yerleşiklerin Sosyal Ağ Sağlayıcı’ya reklam vermeleri 6 aya kadar yasaklanabilecek.

  • Çocukların cinsel istismarı,
  • Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma,
  • Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma,
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları

Bu suçları barındıran internet içerikleri ve bu içerikleri yayan faillere ulaşmak amacıyla gerekli bilgilerin soruşturma aşamasında istenmesi halinde, Sosyal Ağ Sağlayıcı Türkiye temsilcisi bilgileri adli mercilere verecek. İstenen bilgilerin verilmemesi halinde ise bant genişliklerinin %90’a kadar daraltılması için süreç başlatılacaktır.

Sorunuz mu vardı?





    close-link